Ögeler etikete göre görüntüleniyor: OĞUZHAN CEYGHAN EKOLÜ

Kuyruklu yıldız; Yunanca “kome” (saç) kelimesinden türeyen “kometesler” yani “saçlı yıldızlar” dır, aşağı yukarı 4,5 milyar yıl önce oluşan Güneş Sistemi’nden arda kalan buz kayalarıdır. Yörüngeleri, güneş sisteminin en soğuk ve karanlık köşelerinden, Güneş’in yakıcı sıcaklığına kadar uzanır ve Güneş’e göre ters yöndedir; çoğu, Neptün’ün daha ötesinde bulunan Kuiper kuşağından ve Oort Bulutu’ndan gelmektedir. Kuyruklu yıldızlar üç bölümden oluşur; çekirdek-saç-kuyruk. Kısa ve uzun dönemli olmak üzere iki gruba ayrılır; kısa dönemli kuyrukluyıldızların yörünge dönemleri “200 Jüpiter Kuyrukluyıldız Ailesi” olarak bilinir,  zamanla kuyrukluyıldızın yörüngesinin değişmesiyle  güneş sisteminin dışına fırlatılmasına ya da Jüpiter veya Güneş ile çarpışmasına neden olur. Kısa dönemlilere örnek olarak Halley (dönemi 76 yıl), Tempel-1 (5.5 yıl), Encke (3.3 yıl), Wild 2 (6.15 yıl) kuyrukluyıldızları verilebilir.Uzun dönemli kuyrukluyıldızların yörünge dönemleri ise 200 yıldan daha uzundur ve bunlar Oort Bulutu’ndan gelmektedir. Bu türden kuyrukluyıldızlara örnek olarak Hale-Bopp kuyrukluyıldızı (4 bin yıl) verilebilir. 

Kuyrukluyıldızlar içinde en iz bırakanı Halley Kuyrukluyıldızı’dır. Halley’e ait gözlemler, en azından Çinlilerin kayıtlarına göre M.Ö 240 yılına kadar dayanıyor ve 2000 yıldan fazla zamandan beri her perihel geçişte izleniyor. İngiliz astronom olan Edmond Halley’in zamanına kadar, kuyrukluyıldızların iç Güneş Sistemi’ne geçici olarak uğradıkları sanılıyordu; bunların, periyodik yörüngeler üzerinde hareket etmiş olabileceklerini kimse ciddi olarak düşünmemişti. Halley, Newton’un çekim kanunu ve gezegen yörüngelerini kullanarak bazı kuyrukluyıldızların yörüngelerini hesaplamıştır.  1986 yılında görüldüğünde büyük heyecan uyandırmıştı, kıyamet habercisi olarak görülen Halley, o günün Türkiye’sinde de dikkatleri gökyüzüne çekmiş, hatta Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanında olduğu gibi eserlere de konu olmuştur. Halley kuyrukluyıldızının 76 yıllık bir dolanım serüveni bulunuyor, ziyaret edeceği en yakın tarih 2062 yılında gerçekleşecektir.

Eski çağlarda, kuyruklu yıldızlar felaket habercisi, majör bir etki, büyük bir insanın doğmasına işaret, çok büyük bir olayın gerçekleşeceği,savaş ,salgın, yangın, patlama olarak düşünülürdü. Uğurlu sayan kültürlerin yanında uğursuz sayan yaklaşımlar daha ağırlıklı…

 

Yörüngeleri Dünya'yla çakıştığı için geçmişte Dünya'ya çarpmıştır ve gelecekte de çarpacaktır. Örneğin, 65 milyon yıl önce Meksika'daki Yucatan'a çarpan kuyruklu yıldız, Dünya'daki canlı yaşamın %75'ini yok etmiş, soru şu çarpması muhtemel olan bir kuyruklu yıldızın ne zaman çarpacağıdır !

Çinliler'in MÖ 300'e ait bir kitabında MÖ 1500'e kadar tarihlendirilmiş, 29 farklı kuyruklu yıldız benzeri gözlem ve bu yıldızlarla ilişkilendirilen çeşitli felaketlere dair bilgi yer almaktadır. "Kuyruklu yıldızlar habis yıldızlardır. Her zaman onlar güneyde gözüküyorlar, eskiyi silip yeniyi yerleştiriyorlar. Balıklar hasta oluyor, mahsuller tükeniyor, bozuluyor, imparatorlar ve halklar ölüyor, erkekler savaşa gidiyor. İnsanlar yaşamdan nefret ediyor ve onun hakkında konuşmak istemiyorlar."

"Bu göğe ait meşalelerle ölüm geldi. Onlar Dünya'yı bitmeyen bir ölü yakma ateşiyle tehdit ediyor. Çünkü semanın ve doğanın kendisi yaralandı ve insanların mezarları lanetlendi." (Marcus Manilius, Astronomica, MS 10-20)

Kuyruklu yıldızlar, büyük miktarlarda organik molekül içerir, bunlar Güneş sisteminin oluşumundan önce de vardı ve kaynağı, yıldızlararası nebuladır. sayısız mikroba ve birkaç kompleks türe bile yaşanabilir bir ortam sunarlar. İçlerinde, buz içinde uyumuş, donmuş ya da kayanın derinliklerinde çoğalabilen bakteri ve virüsler vardır. Bir kuyruklu yıldızGüneş'e yaklaştığında Güneş rüzgarlarıyla, yüzey tabakasındaki buz; ısınır, yumuşar ve buharlaşır ve ilk formunu kaybeder, milyonlarca mil uzunluğundaki kuyruğundan; kaya, toz, su buharı ve atıkları çevresine bırakır. Nadiren kuyruklu yıldızın kuyruğu, Dünya yörüngesini izler. Bu kayalar, tozlar ve su buharı, Dünya atmosferine isabet ettiğinde, kayan yıldızlar şeklinde tutuşur. 1910'da Halley kuyruklu yıldızının kuyruğu, Dünya'nın yakınından geçerken milyonlarca parçacık atmosfere çarptı. Gezegene, kuyruklu yıldıza ait tonlarca parça yağdı. Ancak onlara bağlanmış olan küçük parçacıklar, bazı mikroplar ve viral partiküller yanmadı. Bunun yerine onlar, atmosferin daha üst parçalarının üzerine düştü ve hava akımları onları yavaşça sürükledi. Yıllar içinde havada asılı kalıp, zamanla yumuşak bir şekilde aşağıya doğru, yeryüzüne; okyanus, nehir, hayvan, bitki ve insanlar üzerine düştü ve bu tarihi izleyen 1918-1920 İspanyol  grip salgınının belki de tohumları bu geçişle atılmıştı ve uygun koşullar oluştuğunda ki bunu akabinde görülen Encke kuyruklu yıldızı da yapmış olabilir; savaşın sonunda 37 milyon kişi yaşamını kaybetti. Ölenlerin bir çoğu ise kurşunla değil, hastalıkla-vebayla ölmüştü. Halley kuyruklu yıldızı ve sonrasında meydana gelen salgın hastalıklar arasında, açık ve kesin bir bağlantı olmaması ile birlikte dolaylı bağlantı kurulabilir;daha olası aday olan Encke kuyruklu yıldızı, 16 haziran 1908'de Dünya'ya yaklaştı. Tekrar 27 Ekim 1914'de ve 1918'te de günberi noktasındaydı. Her yaklaştığında Encke, buz, kaya, toz döktü. Sayesinde Dünya atmosferi, yol yol boyanmıştı. Pek çok bilim adamı, Encke kuyruklu yıldızının büyük bir parçasının koparak Dünya'ya düştüğünü ve 1908'de Tunguska üzerinde patlayarak; yüzlerce mil içinde ormanların yerle bir olmasına sebep olduğunu söylüyor.

Washington'daki Armed Forces Institute of Pathology'den bilim adamları; 2005'de Alaska topraklarında donmuş bir şekilde korunmuş olan vücuttan, 1918'deki virüsü yaşama döndürdü. Gördükleri şey tamamen yeni bir virüsün, eski bir virüsle birleşerek; gen değişimi yapması sonucu oluşan, daha ölümcül ve patojenik bir grip virüsüydü. Onlar 1918 İspanya grip virüsünün gökten geldiğini ve ilk önce kuşlarıdaha sonra da insanları öldürdüğünü onaylıyorlar.

Sars, 8.384 insana bulaştı ve 770 kişi öldü. Çin, Hong kong, Tayvan ve Kanada'da görüldü. Bazı bilim adamları sarsın, insanlıkta doğal olarak geliştiğine inanıyor. Diğerleri ise onun bir hayvandan -tavuk ya da egzotik bir kuştan- insana geçtiğini düşünüyor. Fakat bir grup İngiliz bilim adamı, daha uzak bir kaynak öneriyor: Uzay..

İngiliz tıp dergisi "Lancet"e gönderilen bir mektupta, Galler'deki, Cardiff Üniversitesi'nden Chandra Wickramasinghe ve öteki bilim adamları, sars virüsünün dış uzay kaynaklı olup; Dünya'ya düşmüş olacağını ve salgının Çin topraklarında başladığını ileri sürüyor. Wickramasinghe: "Bu kesinlikle böyledir demiyoruz fakat bu teori yabana atılır bir teori değildir." diyor. Bu virüsün yeni çıkmış bir virüs olması, dış kaynaklı olma argümanını kuvvetlendiriyor. Teoriye gore; stratosferdeki virüs, ilk önce stratosferin ince olduğu Himalayalar'a düşmüş sonra da diğer komşu bölgelere ulaşmıştır. "Büyük salgınların alışılmadık yapıları, örneğin 1917-19'daki grip salgını gibi, bulaşma derecelerinin kolaylıkla açıklanamaması, epidemiyolojik modelde bir uzay olayını karakterize ediyor." diyor ve ekliyor:

"Bölgesel olarak kişiden kişiye bulaşma meydana gelmesine rağmen; hastalık, Dünya'nın çok geniş bir bölgesinde aynı anda gözüktü. Diğer taraftan da hastalığın, bulaşarak, yakın bölgeler arasında bile yayılması uzun zamanlar aldı.

Bu hal içinde bulunduğumuz zaman bölgesinde Covid-19’un durumu ile benzeşlik taşıyor.Salgın hastalıkları tetikleyen gökyüzü semboliklerine iklim değişikliği ile donmuş halde bulunan organizmaların uyanması ve bunun küresel boyuttaki etkisi açıklanabilir, ve önümüzdeki Atlas kuyruklu yıldızının bir hayli yakın bir şekilde geçecek olması salgın hastalık ve diğer felaketlerin de kuyruklu yıldızlarla olan bağını açıklayabilir.

2019 yılı Aralık ayında keşfedilen Atlas kuyruklu yıldızı  (Comet ATLAS C/2019 Y4), Güneş Sistemi içinde ilerledikçe parlaklığını arttırmaya başladı. Nisan sonu Mayıs başı gibi gökyüzünde çıplak gözle görülmesi beklenen kuyruklu yıldız parçalara ayrılarak parlaklığını azaltmaya başladı. Kuyruklu yıldız parlak yeşil renkte başladı yolculuğuna, 12 Nisan 2020 günü ise Atlas kuyruklu yıldızı parçalara ayrılmış olması daha büyük bir felaketten kurtarmış olabileceğimizin işareti… Bu durum aslında birçok kuyruklu yıldızın başına gelebilen bir durumdur. Güneş’ten oldukça uzakta soğuk bölgelerden gelen bu gök cisimleri Güneş’e yaklaşması sonucunda oluşan, ısıl ve çekimsel pertürbasyon etkileri nedeniyle parçalara ayrılabilmektedir.

Pluto ötesi konumlanma, eris efektini içine aldığından kadimlerden bu yana kuyruklu yıldızların parçalanmasından dünya atmosferinde felaketleri tetiklediğinden korkulduğu için beşer için hayra yorulmaz demiştim, diğer yandan manevi uyanış, atmosfere girerek insana yapılan bir uyarıdır, harici müdahaledir. 1-2 Şubat 2023 tarihinde dünyadan net görülen yeşil kuyruklu yıldız, en son 50 bin yıl önce bu kadar net yörüngeye girmiş ve bu girişinde atmosferde dağılmamıştı, bu seferde dağılmadı. Bir kuyruklu yıldız dünyada ne kadar net ve tam görünen etki de büyük olabilir. Kuyruklu yıldızların bu etkisi; tutuklama etkileri, tetiklenen takım yıldızı ve majör bir sabit yıldız ile daha belirgin hale gelir, dünya için yıkım, felaket senaryolarını gerçekleştirir. Betelgeuse hattından gelmiş olması ne kadar büyük bir felaket, sorun yaşansa da ardından iyileşme, olayların gerçekleşmesi sırasında koruma ve kadersel bir süreç olduğunun işaretçisidir. Bir fenomen olarak dursa da sistemde her paranın bir yeri, rolü olduğu düşünüldüğünde cometlerin daha incelikli takip edilmesi gerekir; Çernobil Halley sonrası, Atlas zamanında pandemi, yeşil kuyruklu Pazarcık merkezli 10 ilde yerde büyük felaket...Hala acısı devam eden, çözülmeyen sorunları ile gündem olan deprem bölgesi; dünyadan gelen yardım ile birlik bilincini yeniden hatırlattı, ülkemizde cesareti uyandırdı. Laf açılmışken sürdürülebilir yardım konusunda her türlü bağışın deprem bölgesine yapılması anlayışı devam ettirilmeli. Görünen kısmı ile yıkım, görünmeyen kısım ise uyandırma; dünya hayatı pathesis ile evrimleşen bir boyut...

 

2024 yılında bir ziyaretçimiz daha var; Tsuchinshan-ATLAS kuyruklu yıldızı , ilk insanların Afrika'yı terk ettiği M.Ö. 80 bin yılından yana görülmediği tahmin edilen bir kuyruklu yıldız dünyaya geri dönüyorPalomar Gözlemevi tarafından 22 Aralık 2022 yılında yapıldı. Dünya’ya en yakın konumuna ise 13 Ekim 2024 tarihinde ulaşması bekleniyor. Şu anda ise, Güneş Sistemi içerisinde Satürn ve Jüpiter yörüngeleri arasında yer alıyor. Bu yaklaşım sırasında, ısınmadan dolayı herhangi bir parçalanma olmaması durumunda 13 Ekim 2024 tarihinde Dünya’ya en yakın konumuna ulaşacak. 28 Eylül-13 Ekim tarihleri arasında kuyruklu yıldızı izlemek için en iyi zaman olacaktır. Kuyruklu yıldız, Güneş’e Merkür ve Venüs gezegenlerinin yörüngelerinin arasında olacak kadar yaklaşacak. Bu yaklaşma mesafesi nedeniyle, kuyruklu yıldızın parçalanmaması durumunda oldukça parlak ve uzun bir kuyruk oluşturacağı tahmin ediliyor. Akabinde 2 Ekim’deki Venüs Akrep, Merkür Terazili tutulma ile etkilerini yaşayacak olduğumuz aşikar…

Devrim Dayıoğlu

 

 

Merkür Balık retrosunda mottosu, algınızdan şüphe ediniz ve uyanık olunuz...


Merkür Balık’ın en aydınlık kullanımı geniş perspektif, hayal gücü zenginliği, yaratıcılık, sezgisel ve derin zeka, içsel biliş, metafizik yetenekler sayılabilir. En koyu tarafı kurban ve kurtarıcı bilinci, aldanma, aldatma ve sınırlarını çizememektir; diğerinin yerine düşünme ve had aşımı her zaman Merkür Balık’ın tuzağıdır ki retro döneminde sıklıkla yaşanır. Merkür Balık astroloji dilinde zararlı konumdadır, aldığı açılar, yaptığı sabit yıldız kavuşumları bu sinerjiyi oldukça değiştirir, su elementinin değişkenliği ile kolektif bilinçaltı ile bağlantı kurmayı da verir, bazen aydınlık bazen karanlık konumunda…


16 Şubat günü 4.26 ‘da durağan pozisyona girecek olan Merkür, 18 Şubat 4.26’da retro hareketine başlayacak. Merkür Balık astroloji dilinde zararlı konumdadır, bu tarihler hem giriş enerjisi olduğundan hem de durağan enerjinin zorluğundan dolayı Merkür’ün Balık’taki konumunu daha zorlayıcı olur, belirsiz, sınırsızlık içinde kaybolmuş efektini yaşatır; bulanıklık, anlayamama, yanlış anlama, sisli bir zihin hali, odaklanamama, unutkanlık, hormonal dengesizlikler, diğerinin alanında olma gibi durumlar ortaya çıkar. 9 Mart 7.26 ile 11 mart 7.26’da çıkış noktasında durağan hareketi ile Merkür ileri hareketine geçiyor. 16 Şubat öncesi 3 gün, 11 Mart sonrası 3 gün iyimser yaklaşımla gölgesi etki verir.


Bu süreç dahilinde Merkür’ün manyetik alanını daha yoğun yaşamaktan kaynaklı iletişim sorunları ve araçları ile ilgili endirekt etki yaşanır, daha çok salgın hastalıklara dikkat etmek gerekiyor. Kullanılan ilaçlar, bağımlılıkların daha etkili olması, her türlü zehirlenme, kayıp enerjisi , hormonal rahatsızlıklar, ödemin getirdiği sağlık sorunları ortaya çıkar. Öğrencilerin temizlik kurallarına daha çok dikkat etmeleri konusunda uyarma sorumluluğu artar.


Bu süre içerisinde geçmişte takılı kaldığınız travma etkisi yaratan olaylarla ilgili şifalanma, derinlik kazanma, imkanı olanlar için inziva ile gelen biliş gibi verimli sonuçları olur. Güvendiğiniz kişilerden bu konularla ilgili rehberlik alabilir ya da vakıfsanız kendiniz üzerinde şifa çalışmaları yapabilirsiniz, 12. ev konularını ilgilendirdiğinden rüyalar yoluyla gelen bilgi, rehberliğe açık olmak ila birlikte bilinçaltınızı arınmış değilse sizi yanıltabilecek doğrultuda olabilir. Gönüllülük çalışmaları, özellikle ilk öğretim öğrencilerine destek olmak bu retro sürecinin olumlu kullanım şeklidir.


Genel olarak kafa dağınıklığı yaratacağından ve geçici bir etki olduğundan yazarak çalışmak, not almak ve bu süre içerisinde velilerin ve öğretmenlerin çocuklara daha anlayışlı davranması öneri dahilindedir.
Balık’ın modern yöneticisi Neptün Venüs’ün üst oktavı olduğundan bu dönem başlayan ilişkilerde hayalcilik , yüksek beklenti ve karşılığını alamamaktan kaynaklı ilişki sorunları yaşanır. Klasik yöneticisi Jüpiter’in Oğlak burcunda oluşu bir nebze topraklanmayı ve sınır koymayı anımsatır, aralarında sert açı olmaması avantajlı bir görünüm.


Tekrarı olan işler, yarım kalanlar için retro dönemi uygundur, nispeten haritasında Merkür retrosu yaşayan kişiler bu sinerjiye daha rahat ayak uydurur.


Atılan imzalara, verilen sözlere , para pul işlerine kısacası odaklanma ve ciddiyet isteyen işlere bu süreç içinde daha çok dikkat edilmeli. Aldanma, kandırılmaya karşı uyanık olunuz.


23-24 Şubat günleri yatkın olanlar için derin bilgiye ulaşmak, okült konularda araştırma yapmak, psişik yetenekleri arttırmak açısından değerlendirilebilir.


25-28 Şubat tarihlerinde kaybolmuş , unutulmuş bir eşyanızı bulabilir, eskilerden kalmış biriyle karşılaşabilir , mistik etkilerle kadim bilgilere ulaşma kanalını kullanabilirsiniz. BU tarihlerde köpek saldırılarına dikkat.


28 Şubat -1 Mart tarihlerinde mistik konular, din ve inançlar zaman zaman gölgesiyle gündem oluşturur.


5-6 Mart tarihlerinde karışık, dengesiz bir sinerji var, bu tarihlere özellikle dikkat ediniz.


7-11 Mart tarihlerinde şans, fırsat gibi görünen durumlara karşı temkinli olunuz, kesin kararlar, imzalar, anlaşmalar için uygun değil, ayrıca dağcılık gibi doğa sporlarıyla uğraşanların fazlaca dikkat etmesi gerekiyor, dağ, çığ kazaları vb.


Bu süreç ülkede dinsel konularda gariplikleri, tutuculuğu tetikler, üfürükçü hocaların hikâyeleri daha çok göze batar duruma gelir, çocuklara bu süreçte dikkat etmek gerekiyor. Salgın hastalıklara karşı önlem alınız. Uluslararası ilişkilerde belirsizlikler gündemde olur. Üniversite , yüksek öğretimde tuhaf uygulamalar söz konusu…


Yıldızların rehberliği yolunuzu aydınlatsın.


Devrim Dayıoğlu


Oğuzhan Ceyhan Ekolü

 

Bize Ulaşın!

E-Mail: mail@devrimdayioglu.com

 

Mail Grubumuza Üye Olun

Devrim Dayıoğlu en son haberleri için üye olmanız yeterli.