Kuyruklu yıldızlar bir fenomen, dünya üzerinde özellikle yakın geçişlerinde ve kuyruk açarak geldiklerinde beklenmeyen etkileri arttırıyor ve/ veya varolanı daha vurgulu hale getirebiliyor.

2024 yılında şu an görünen ve olasılık hesaplarında yörüngeye girip, dağılma etkisi olmadan izlenebilecek iki kuyruklu yıldız var ve bunlar yılın bahar ve sonbahar mevsimindeki tutulmalara denk geliyor, dolayısıyla tutulma etkisini arttırma vurgusu yapabilir.

Şu an Kuğu takım yıldızı üzerinde olan,Şeytan lakabı takılmış,  Astronomi Derneği (BAA) tarafından takip edilen bu kuyruklu yıldızın bilinen 20 kriyovolkanik kuyruklu yıldızdan biri olduğu belirtiliyor.Tahmini çağı 29 km olan kuyruklu yıldızın, Şeytan olarak adlandırılmasının nedeni ani patlamalarla hızla ilerlediği ve yıldızın boynuvari görüntüsünün şeytanı andırmasıyla alakalı; ayrıca kuyruklu yıldızın alışılmadık şeklinin ona Yıldız Savaşları'ndaki Millennium Falcon uzay gemisine garip bir benzerlik

 

12P/Pons-Brooks ya da kısaca 12P ismi verilen kuyruklu yıldıza 'şeytan' lakabını, yıldızın boynuzlarının şeytan boynuzlarına benzediği için koyulduğu belirtiliyor. 12P/Pons-Brooks Kuyruklu Yıldızı, ilk olarak 12 Temmuz 1812'de Jean-Louis Pons tarafından keşfedilen ve daha sonra 1883'te William Robert Brooks tarafından bağımsız olarak yeniden keşfedilen Halley tipi periyodik bir kuyruklu yıldızdır. Yaklaşık 71,3 yıllık bir yörünge periyoduna sahiptir.

Şehir büyüklüğündeki gök cisminin çekirdeği kriyomagma olarak bilinen buz, toz ve gaz karışımıyla olduğu ve merkezinde koma olarak bilinen ve son patlamadan sonra normalden daha parlak bir şekilde parlamaya başlayan bir gaz bulutu ile çevrili olduğu belirtiliyor.

Dünya'nın yakınından geçeceği tarih en yakın 21 Nisan 2024, 8 Nisan Şironyen Amerika bazlı tutulmanın ardından. Çıplak gözle görülebilecek kuyruklu yıldız yine de Dünya'ya 232 milyon kilometre uzakta olacak. Kuyruklu yıldızın parlaklığı tahmin edilemediğinden görünür olacağının garantisi yok ve  görmek için dürbün veya teleskop kullanması gerekebilir. Yine de, tam güneş tutulması yanından geçecek olması önemli.

 

İkinci önemli mevzu, Tsuchinshan-ATLAS kuyruklu yıldızı  Ocak 2023'te Tsuchinshan Çin Gözlemevi'nde (Mor Dağ Gözlemevi) bağımsız olarak gözlemlendi.  Şu an Terazi takım yıldızı üzerinde, Güneş Sistemi içerisinde Satürn ve Jüpiter yörüngeleri arasında yer alıyor.

 olan comet, Dünya'dan 547.080.681 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 28 Eylül 2024 tarihinde Güneş’e en yakın konumuna ulaşacak olan kuyruklu yıldızın, Dünya’ya en yakın konumuna ise 13 Ekim 2024 tarihinde ulaşması bekleniyor. Bu yaklaşımı sırasında, gökyüzündeki en parlak yıldızlar kadar parlak olacağı tahmin ediliyor.

Haziran 2024‘ten itibaren yaklaşan kuyruklu yıldız Dünya’ya amatör teleskoplarla izlenebilecek kadar yaklaşacak. Fakat, Güneş’e çok yaklaşmaya başladığı Ağustos 2024 tarihinden itibaren Güneş’in parlaklığı nedeniyle görünmez olacaktır.

28 Eylül 2024 tarihinde Güneş’e en yakın konumuna ulaşacak ve bu tarihten itibaren tekrar Dünya’ya yaklaşmaya başlayacak. Bu yaklaşım sırasında, ısınmadan dolayı herhangi bir parçalanma olmaması durumunda 13 Ekim 2024 tarihinde Dünya’ya en yakın konumuna ulaşacak. 28 Eylül-13 Ekim tarihleri arasında kuyruklu yıldızı izlemek için en iyi zaman olacaktır.Bu tarihlerde 18 Eylül ve 2 Ekim tutulma etkisini de arttırır. Kuyruklu yıldız, Güneş’e Merkür ve Venüs gezegenlerinin yörüngelerinin arasında olacak kadar yaklaşacak. Bu yaklaşma mesafesi nedeniyle, kuyruklu yıldızın parçalanmaması durumunda oldukça parlak ve uzun bir kuyruk oluşturacağı tahmin ediliyor ki comet ne kadar kuyruk açarsa etkisi o kadar artar;  Ocak ayında Dünya’nın yanından geçen yeşil kuyruklu yıldız C/2022 E3‘ten daha parlak olacağı anlamına geliyor; bunun ardından Hatay depremi oldu.

Devrim Dayıoğlu- Tempus AO

 

5 Şubat Pluto Merkür kavuşumu; yıkıcı konuşma,manipülatif etki, kriminalitede artışı verir.Küçülen ay fazında olacağı için bazı şeyleri daha kolay absorbe edebiliriz, habercilikte ,sosyal medyada baskıcı tutumlar, saldırgan bir dil artar, tahrik unsuru fazlaca,tepkiler karşısında sakin kalabilmek gerekir.

7- 8 şubat Uranüs Güneş karesi balzamikte olacağından koruma zayıf; özellikle kadın arkadaşlarım korumayı arttırmalı, çocuklara dikkat, kalabalık yerlerde beklenmedik, sert gelişmeler olabilir,toplumsal konularda abartılı, beklenmeyen, sert çıkışlar olası; travma tetikleyici yer sarsıntıları keza. 7 Şubat nispeten daha yumuşak; sorumluluğunu alanlar için hak edişler de olabilir.

10 Şubat’taki yeniay Balık takımyıldızında Castra’da güç, mücadele gücü, gözü kara bir şekilde savaş teması, teknolojiyi çok iyi kullanan bir zeka verir. Şubat başı itibariyle Plutonik yıkıcıetki ve önceki tutulmalar düşünüldüğünde Ortadoğu’da işlerin daha sertleşeceğini, Avrupa’daki halkın hak arayışlarına sert yanıtlar alabileceğini gösterir. Zemheri kış soğuğunu getiriyor, yol halinde olanlar daha dikkatli olmalı ,iletişim araçlarında sıkıntılar, elektrikle, internetle  ilgili sorunlar. Yeniay yer sarsıntılarını tetikleyebilir, çalışma koşulları, hak arayışları gündemde olur; ülke içinde yeni vergi uygulamaları, meclis ve seçimlerle ilgili gündem, para piyasalarında dengesizlik yaratacak bir yeniay, koşullar seçim öncesi manipüle edilir.Kalp damar yolları, varisler, sinirsel rahatsızlara dikkat.

12 Şubat Mars 29 derece Oğlakta, 13-14 Şubat Plüton Mars saldırganlık ,kazalar kriminalite, yer sarsıntıları gibi etkileri verir ,kalabalıklar daha hezeyanlı olur .14 Şubat’taki Lupercia bayramı kutlu olsun; Hera’ nın günü şimdilerde sevgililer günü, ilişkiler açısından pek başarılı deği,l sevimli bir günde değil, toksik ilişkiler, tutkusu yüksek ,negatif bağımlılık getiren etkiler…

15 Şubat yüksek koruma, Jüpiter Ay kavuşumu; bugünü maksimumda değerlendiriniz. Aşırı yeme dürtüsü,  kilo alımına dikkat.

16 Şubat ilk dördün günü, yeniaydan sonraki ilk durak neler olup bitmiş elimizde neler var durup bakma günü; bugüne yine dikkat etmeli, Ay Algol hattında Kasım 2021 tutulmasının tetikleyicisi, ekonomi ile ilgili sarsıcı haberler, ilişkilerde sorunlar, yer sarsıntısı olasılığı söz konusu…

22 Şubat’ta Mars Venüs kova kavuşumu ilişkileri zorlamaya aday, ülke açısından vergi, ödenmesi gereken borçlar ön planda, dengesiz bir seyir .Pluto yine hatta, ilişkilere dikkat

24 Şubat Başak dolunayı 5 derece Megrez hattını alır, Ursa Majör’ün önemli yıldızlarından biridir. Tarım işçilerinin sesini daha çok duyacağız. Besin fiyatlarında artış. Ortadoğu’daki işgal nedeniyle tedarik zincirindeki sıkıntıların yansıması da cabası. Tembellik veren bir yıldız, dolunay ertesi siyah güneş günleri ile yoğunlaşır. Mental rahatsızlıklara dikkat. Para, bütçe planlaması; başvurulan işler var ise sonuçların alınması, yöneticilerden gelebilecek destek, hak edişleri veren bir dolunay elbette sorumluluğunu alanlara; ödenmemiş borçlar, faturalar faiziyle gündeme gelebilir ;ek zamlar gündemde.Ülkede yine sınırlar ve mülteciler konusu, sağlık, hizmet sektöründe sorunlar devam; sağlık konusunda sindirim sitemi rahatsızlıkları, ayaklarda, iskelet sisteminde nedensiz ağrılar kendini gösterebilir. İlişkiler ve ortaklı ilişkilerde dengelerin bozulduğu gerçekliğiyle yüzleşme, rüzgarlı hava, yer sarsıntısı olasılığı…

28 Şubat Satürn Güneş kavuşumu, Sütun astrolojisinde geçen önemli günlerden biridir, yaşam enerjisi düşer, siyah güneş günü hastalıklarda enfeksiyon tetiklenebilir, kesin kararlar almaktan uzak durmakta fayda var, depresif bir mod söz konusu. Resmi işlemler için uygun değil, virütik rahatsızlıklara dikkat. İletişim zorlu.

Devrim Dayıoğlu Tempus AO

 

“Beni Pantheona gömün !”  diyen ve geride “Şeytan gözlü toprak Santi kabri “ şiir şifrelemesi ile izini bir kez daha bırakan Raffaello Sanzio ve elbette ünlü 1509-1511 yılları arasında yaptığı Atina Okulu freski. Fresk Vatikan'da Stanza della Segnatura'da bulunmaktadır.Ziyaret edenlerin hayranlıkla izlediği freskler içinde belki de en az bilineni ve bir o kadar da anlam yüklü olanı. Rönesans döneminin en önemli eserlerinden biri. 26 yaşında tamamladığı fresk ile ölümsüzlüğü yakalamış olan Sanzio 37 yaşında vasiyeti gereği, çok önemli bir pagan tapınağı olan Pantheon’a gömülmüştür.

Atina okulu birbirinden farklı zamanlarda yaşamış, filozof, hoca, öğrenci, matematikçi, akım başlatan bilgeleri aynı tabloya sığdırmıştır. Resimde yer alan figürler rastgele değil, belli bir mantık dahilinde yerleştirilmiştir, tam ortada duran Platon ve Aristoteles dikkati çeken iki figürdür. Bu ikili perspektifte kaçma noktası olarak bilinen yerdedir. (Bakış noktasından uzaklaşarak gerçekte birbirine paralel olan çizgilerin resim düzleminde bir nokta da toplanıyormuş gibi gözüktüğü ortak noktaya kaçma noktası denir.) Platon’un elindeki kitap Timeos( diyalog ), Aristo’nun elinde de Ethica kitabı var. Platon yukarıyı işaret ediyor, mağara alegorisine bakmak gerekir, idealar dünyası ana konu. Görünen ve görünmeyenin farklılığı. Aristo ise daha çok maddi, beşer, somut olanla, şimdi ile alakalı, ikisinin üzerinde olan renkler 4 elementi anlatır. Platon üzerindekiler ateş ve hava, Aristo’dakiler su ve toprak; Platon’un işareti ile eterle, ilahi olanla bağlantılıdır. Platon, Aristoteles’in öğretmenidir. Bu Yunan filozofları teorik ve doğal felsefeyi temsil etmektedir.

Aynı zamanda sol tarafta Apollo, mitolojide müziğin, sanatların, Güneş'in, ateşin ve şiirin tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır. Aynı zamanda kâhinlik yeteneğini diğer insanlara da transfer edebilir, sağda ise Athena, yani savaş ve bilgelik tanrıçası bulunmaktadır. Düaliteyi anlatan bir fresk, Platon tarafındakiler daha mistik, görünmeyen üzerinden, kavramlarla açıklamaya çalıştıklarını, Aristo tarafındakilerse analiz, ölçme , biçme ile, somutlukla anlamlandırma telaşındalar, neredeyse ortada olan Diyojen ise ikisinin kesiştiği noktada yer almak ve elbette sembolik.Atina Okulu tablosunda yer alan figürlerin her birinin bir hikayesi vardır. Eserde bir kaç figür üzerinde durayım.

Zeytin yeşili tunik içinde görülen bilgin Sokrates’tir. Platon’un hocası, tartışarak anlatır, öğretir.Sokrates’in hemen yanında dinleyicilerine felsefesini açıklayan el işaretleri yaparken görürüz. 

Öğrencilerinin arasında gördüğümüz Pisagor, ön planda oturur. Pisagor’un hemen önünde yer alan küçük tabloda ise Pisagor’un müzik ve matematik üzerine teorilerini görebiliriz. Pisagor matematik alanında ve bilimsel keşifleriyle bilinse bile ayrıca ruh göçüne de inanırdı. Bu felsefi düşünce her ruhun ölümsüz olduğunu öne sürer. Bu açıdan freskin Platon tarafına yerleştirilmesi mantıklıdır. MÖ 6. yüzyılda kurulan Pisagor Okulu, esrarengiz kurucusu Pisagor ve onun takipçileri olan Pisagorcular’ın inanç ve öğretilerine dayanan felsefi bir okul ve dini bir hareketti. Pisagor’un kim olduğunu anımsayamayanlara küçük bir hatırlatma yapalım. Lise yıllarında dik üçgen ile ilgili sorularda karşınıza çıkan a²+b²=c² biçimindeki teoremi hatırlayın. İşte bu teorem Pisagor Teoremi olarak bilinmektedir.

Pisagor’un simetrik olarak diğer tarafında duran Öklid bir pergel ile bir şeyi göstererek eğilmiştir. Genç öğrencileri öğrettiği dersleri azimle kavramaya çalışır. Yunan matematikçi kesin cevapları olan somut teorilere olan ilgisi nedeniyle Aristoteles’in tarafında yer alır.

Büyük matematikçi ve gökbilimci olan Batlamyus bakan kişiye sırtını dönmüş bir şekilde Öklid’in hemen yanında durur. Sarı bir kıyafet giymiştir; elinde yerküreyi tutar. Önünde gök küresi tutan sakallı adamın gök bilimci Zerdüşt olduğu düşünülür.

Merdivenlerde bulunan bu yaşlıca adamın Diyojen olduğu kesindir. Kinik felsefenin kurucusu olan Diyojen sade bir hayat yaşayarak ve kültürel gelenekleri eleştirerek zamanında anlaşmazlığa sebep olan bir figürdü. Bilindiği üzere Diyojen toplumdan uzaklaşmayı ve bir varil içinde yoksulluk içinde yaşamayı seçmiştir. Diyojen, uygarlığın bütün kurumlarını gereksiz ve aptalca şeyler olarak nitelendirir. Ayrıca insanın insan olarak gerçekleştirdiği bütün kültürel birikimi reddedip, insanlığa ilk haline dönüş çağrısında bulunur. Ona göre insanın yapması gereken şey, kelimenin mecazi anlamında değil, gerçek anlamında tam bir hayvan gibi yaşamasıdır.

Eserin en çarpıcı figürlerinden biri, eli kafasında ön plana yerleştirilmiş düşünceli bir adamdır. Bu figürün, “ağlayan filozof” olarak bilinen Sokratik öncesi Yunan filozofu Herakleitos’u temsil ettiği düşünülmektedir. Diğer figürler başkaları ile etkileşim halindeyken o yalnızdır. Bu figür özellikle yalnızlığı ve düşünceli yapısı ile bilinen Michelangelo’dan esinlenilerek oluşturulmuştur. Heraklitos’a göre evren başı sonu olmayan bir süreç boyunca sürekli değişirdi. Hayatın bir akış olduğunu iddia etti. Heraklitos ” Her Şey Akar” sözü ile hafızalarda yer etti. Onun zamanından günümüze insanlar değişime direnmeye devam ettiler.

 

Arşimet suyun kaldırma kuvveti ile uğraşıyor,  Antik Yunan matematikçi, fizikçi, astronom, filozof ve mühendis. Antik dünyanın ilk ve en büyük bilim insanı olarak kabul edilir. Hidrostatiğin ve mekaniğin temelini atmıştır. Bir hamamda su ile yıkanırken bulduğu iddia edilen suyun kaldırma kuvveti bilime en çok bilinen katkısıdır. Yukarıdan bakan  İbn Rüşd, Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhçı, matematikçi ve tıpçı. Tercüme ve yorumlamalarıyla Aristo'yu Avrupa'ya yeniden tanıtmıştır. İslam felsefesinde Aristocu akım olan meşşailiğin temsilcilerindendir. Hemen yanında Hypatia Yunan filozof, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Yeni Platonculuk öğretisine bağlı olan Hypatia, Atina Akademisi'nin Eudoxus'ün başını çektiği Matematik geleneğine üye idi. Hypatia’yı çizerek hem kendisini hem kadın gücünü onurlandırmıştır.
Düaliteyi anlatan bir tablo, Platon aynı anda Leonardo da Vinci’ dir, Heraklitos aynı zamanda Michelangelo’dur. Eksi ve artı kutup, ying ve yang; beynin sağ ve sol lob işlevleri ve güçlerin birliğini, zenginliğini anlatan derin bir çalışma; hangi yoldan gidersen git; hepsi dünya bilgeliği üzerinde kafa yormuştur.

Freske imza atmak yerine farklı bir yöntem kullanmıştı; elinde küre olup astronomi, astroloji yolunu seçen Zerdüşt’ün yanında duran ve direk bize bakan  genç adam Raffaello’nun ta kendisidir.

Derleme

 

 

Güneş hayat, güneş haritanın motoru, merkezi. Güneş olmadan hayat olmaz. Pluto çürüyeni yıkan, temizleyen, bedenin ruha dönüşümüne neden olan , bitiren, ölüm. Ölüm olmadan, bitiş olmadan yeni doğuş olmaz. Entropi yasası zamanı geldiğinde hiçbir şey eskisi olmayacak şekilde değişir, dönüşür, bozulur. Ay altı alem Dünyada düzenden kaosa gidiş mutlak akış, aynı zamanda kaostan düzene. Ve Pluto’nun getirdiği son kaçınılmaz. Her fani ölümü tadacak. Ve yine sistemin en güçlüsü o . Ölümsüz olduğu zannı ile yaşayan bedenlinin hayatını karartacak kadar güce tutkun olmasının, güç zehirlenmesinin nedeni de bu; Pluto ile dansı olanın . anlaşması olanın şu ana kadar üstün geldiği görülmemiş dünya üzerinde;Sultan Süleyman’ kalmamış;  en kötü sonlar helak olmuş olmak. Pluto’nun tekrar Kova’ya geçtiği gün itibariyle, daha önceden hayatlarımıza yansıyan fragman niteliğinde değişim, dönüşüm artık kaçınılmaz. Kova çağının ikinci mührü de açılıyor. En başta elektronik tanrılara dikkat ! Gübeş’ten Pluto’ya olan yolculuğumuzda, fani olduğumuz gerçekliğinin farkındalığı ile kolay uyum sağladığımız yıllar olsun, zira direnen elenir.

Hieronymus Bosch, 15.-16. Yy’da gidişat için kaygılı ressamlardan. Resim tam olarak 7 ölümcül günah ile ilgili. Boğa- Akrep tutulmalarında 3 Gorgon ile birlikte  içimizdeki çürümüşlüğün, yozlaşmışlığın ortalığa dökülmesi ve devamının geliyor oluşu, Jüpiter Uranüs kavuşumu, Uranüs Algol süreci ve kombinasyonları Mayıs 2026’ya kadar izci süreç. İçinde bulunduğumuz zaman kalitesi büyük resimde elbette ve yine tekerrür. Bugünleri anlatan, 16.yy dan gelen resim.

1.Superbia -Gurur, kendini beğenmişlik : Aynaya bakan kadın,ayna kendini bilem sembolüdür; kadın aynayı tutan iblisi görmüyor. Açık ve gizli kibre kadar uzanan yol ve elbette en tehlikelisi gizli kibir.

2.İra-Öfke, yıkıcılık: Sokak kavgasında iki  sarhoş köylü; günümüzde ne kadar tanıdık sahneler !

3.İnvidia-Kıskançlık, haset: Karı koca ve köpeklere dikkat; birbirlerine bakmak yerine ötedekine , ilerdekine bakan, kendi işinde olmayan ; aynı iki köpek gibi ! Köpeklerin önünde gayet doyurucu kemikler varken yukarıdaki kemiğe bakmaları ve renk farklılığı; Sirius’un iki kutbu.

4.Avaritia-Açgözlülük, para hırsı: Yoksuldan para alırken hakime, devlet erkanına para yediren varsıl adam. Biz bu senaryoyu biliyor hatta yaşıyor olabilir miyiz?

5.Gula-Oburluk: Tıka basa yiyen insanlar, hizmet eden bir rahibe ve altını kirleten çocuk. Tablo açık, net mesajlı.

6.Acedia-Tembellik, miskinlik: Kiliseye gitmek üzere giyinmiş, derin uykuda olan, olasılık dahilinde tembel bir rahibi uyandırmaya çalışan bir kadın, köpek de uyuyor. İnsanlığın mevzusu tembellik, miskinlik erteleme; bitmiyor, bitemiyor.

7.Luxuria- Şehvet düşkünlüğü: İki aşık çift konuşuyorlar, gayet keyifle. Hizmet edenleri var. Önlerinde tutku sembolü müzik aletleri. Grinin 50 tonu desem yeterli olur sanırım.

Son dört şey; resmin saat yönündeki akışla,soldan başlayarak, hepimizin yüzleşmek durumunda kalacak olduğu ölüm, kıyamet günü, cennet ve cehennem. Her canlının kaçınılmazı.

Ortadaki çember göz şeklinde, göz bebeğinde ise mezarından kalkan İsa var.Horus’un kapanmayan gözüne atıfta bulunmakta fayda var. Alttaki Latince der ki; “Gözünüzü açın, Tanrı izliyor “ ; her şey yazılı , kayıtlı, kaybolan hiçbir şey yok. Yine gece ve gündüz açık olan Horus’un gözü. Daha deruni bakalım; öğrenilmiş vicdan değil samimiyetle bakan içteki göz, kalp gözünün uyanması ve hiç kapanmaması asıl mevzumuz. Ruh yolculuğunda kahramanın yolculuğunu da anlatmış olması aşikar.

Perseus takım yıldızının kahramanı aynı zamanda tetikçi katili Kratos’un hikayesi, masum başlayan ve yılan saçlı kadın olarak Kratos tarafından öldürülen Medusa’nın hikayesi, Pleiades hattında 7 kız kardeşin dünya sınavları, Boğa’nın boynuzunda Vav olma hali ve hak edilmişlikle , bedel ödemekle gelinen Aldebaran hattı. Aydınlığın savaçsısı Mikail’in kanatları güçlü olsun.( Tarolojide  arkana majör akışı )

Saat yönündeki akış elbette önemli, zaman hem belirleyici hem ilüzyon ve var. Linner değil, spiral akışta; dolayısıyla gök kubbe altında yeni hiçbir şey yok. Tablo 15-16  yy’a ait; ve biz  21. yy’dayız.

Devrim Dayıoğlu- Tempus AO

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u kuşatması sırasında, tutulma var diyerek haber uçuran Mara Hatun, Osmanlı’nın müneccimleri, Anadolu’da ilk Astroloji üniversitesinin Harran’da Sabilerle açılmış olması astrolojinin kadimliğini gözler önüne seriyor. Bununla birlikte doğudan gelen üç müneccimin bebek İsa'yı ziyareti Matta İncili'nde ki anlatımı ile İsa’nın mesih olduğunu söylemeler; 6 Ocak İsa’nın vaftizidir, Epifania bayramı olarak kutlanır. Yıldızbilimciler de anılır. Ezoterik astrolojinin aktif kullandığı ve Kur’an-ı Kerim’de de geçem Şira yıldızı ile hep bağlantılı çalışan bu tarihlerin, sodep, akheti kıptik günler, alt anlamları oldukça doludur.

Önemli nokta İsa’yı işaret edenler de doğudan gelmişler.

Işık doğudan yükselir, net dolu bir alt metin içermekte.

Bu bağlamda istediğiniz yere yerleştirebilirsiniz , ilim , bilim deyin ya da demeyin, tu ka ka deyin ya da demeyin; astroloji insanlığa atfedilmiş; Babil -Sümer hattına, Rishiler’e bakmak gerekir; bilim olmaması daha faydalı olur bu arada günümüz kalitesine baktığımda; önemli bir kılavuz, insan ruhunu okuyan güçlü bir rehber. Emin olun en çok karalayan kurumların da en çok başvurduğu disiplinlerden biri. Bakınız koyu Katoliklerin Ortaçağ’daki tutumuna ve sonrasında en değerli kaynakları tekeline alma mücadalesine…

Velhasıl kelam, gönlünü yıldızlara kaptırmış, işini aşkla yapan, katkı sağlayan yıldız bilimcilerin, müneccimlerin 6 0cak Epifania günü daim olsun. Hep anılsınlar.

Devrim Dayıoğlu- Tempus AO

Kotor Kalesi 9. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında Kotor’u işgallerden korumak amacıyla inşa edilmiştir. 1420’den 1944’e kadar içinde Osmanlı kuşatması dahil olmak üzere sürekli saldırı ve işgallere, depremlere bir şekilde dayanarak günümüze gelmiştir.

Ortaçağ mimari özelliklerini yansıtan kale eşsiz manzaraya sahip bir konumdadır. 280 metre yükseklikte bulunan kale, Kotor’un manzarasını görebilmek için 1355 basamak çıkmak gerekiyor. Kotor Kalesi’nin bir parçası olan surlar 4,5 kilometre uzunluğundadır. Kale duvarları ise 16 metre genişliğe ve 20 metre yüksekliğe sahiptir. 

Kaleye çıkarken 1518 yılından kalma Meryem Ana Kilisesi,kale içindeki Aziz Nikola Kilisesi de ziyaret edilebilmektedir. Orta çağ Kotor kentini (daha sonra "Cattaro la veneziana" olarak adlandırılır) koruyan entegre bir tarihi sur sistemidir. Askeri yapıları ağırlıklı olarak Venedik'in, bunun yanı sıra İliryaBizantion ve Avusturya'nın da mimari sistemlerini içermektedir. Eski şehir ve doğal çevresi ile birlikte, surlar 1979'da Kotor Dünya Mirası olarak listelenmiştir ve Karadağ'daki bu tür kültürel öneme sahip tek bölgeyi temsil etmektedir. Meydandaki Saat Kulesi barok ve gotik tarz karışımı yaklaşımla inşa edilmiş. Rektörün Sarayı mutlaka görülmeli. Napolyon’un Tiaytrosu keza, bugünlerde bir hotel girişi.Rönesans tarzında, tanınmış ailelerinden Pima ailesine ait bir yapı.

Yılbaşı kutlamalarında da hayli iddialı olan , yıl içinde düzenlenilen festivalleri ile ilgi çeken, Kotor fiyordundaki bu özel yapı cruise gemilerinin de önemli duraklarından olup, bugün ile geçmişi anda yaşatan , orjinalliğini koruyan ender yerlerden…Binalarındaki kabartmalar, kapı üstündeki semboller, iç içe geçmiş yapıları ile tam bir tarih ve sanat şöleni sunmakta, kale altındaki dehliz tüneli, cadılıkla ilgili hikayeleri ve kedileri de ilgi çekici noktalarından. Deniz kapısının üstündeki yazısı manidar ‘Bizim olmayanı istemeyiz,bizim olanı da başkasına vermeyiz !’

Kotor Katedrali şehrin koruyucusu olan Aziz Tryphon adına yapılmış, hikayesi ilginç; İstanbul’da yaşamış ve burada vefat etmiş, naaşı çıkan fırtına yüüznden sığınmak amaçlı kalede kalınca yer olarak burası seçilmiş. Scuda Nehri’nin üzerindeki Kampana Kulesi’nin atmosferi ayrı bir özellik taşır.

Vizesiz ulaşımı ile son yıllarda Türkiye’nin gözdesi olan, iki ülkenin Osmanlı’dan gelen alış verişi,  Karadağ’ı Balkan-Türk benzerliği noktasında aşinalığın olması daha cazip noktaya taşımış durumda…

Devrim Dayıoğlu

 

 

Realizm akımının kurucusu olarak Gustave Flaubert kabul edilmektedir. Gustave Flaubert'in, 1857 yılında yazmış olduğu Madame Bovary adlı eser de Realizm akımının ilk büyük romanı olarak görülmektedir. Realizmde biçim güzelliğine önem verilir, dilde ve anlatımda süsten, özentiden kaçınılır. Çünkü sanatı, klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak amaçlanır. Realizm akımı; olaylar ve kişiler karşısında tarafsız bir tavır takınmıştır. Bu akıma uygun olarak eser veren yazarlar, kendi duygu, düşünce ve yorumlarını eserlerine katmazlar. Çünkü realizmde doğayı olduğu gibi kopya etmek esastır.

Realist yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur; onlar gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak, yaşananı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlarlar.

Madam Bovary (/ˈboʊvəri/;[1]), Fransız yazar Gustave Flaubert'in "Madam Bovary: Taşra Hayatı" orijinal ismiyle 1856'da yayınlanan ilk romanıdır. Yaşadığı sıkıcı ve sıradan taşra hayatından kurtulabilmek için sınırlarını umutsuzca zorlayan Madam Bovary'nin hikâyesini anlatır.

Roman, 1 Ekim 1856 ve 15 Aralık 1856 arasında La Revue de Paris'te ilk kez tefrikalar halinde yayınlandığında, kamu savcıları tarafından müstehcenlik nedeniyle hakkında soruşturma başlatılmıştır. Ocak 1857'de ortaya çıkan dava yoğun ilgi çekmiş, Flaubert'in 7 Şubat 1857'deki beraatinden sonra, Madame Bovary, Nisan 1857'de iki ciltte yayınlandığında en çok satan kitap olmuştur. 

Romantizmin idealist yaklaşımına bir tepki olarak ortaya çıkan roman, realizm akımının ilk ve en önemli örneklerindendir. Bu kitaptan sonra bovarizm akımı oluşmuş ve psikolojide tatminsizlik, memnuniyetsizlik anlamına gelen bir rahatsızlık olarak yer almıştır.

Gustave Flaubert’in doğum haritasında en belirgin göze çarpan Satürn-Jüpiter Koç sabit kıranı, Neptün Uranüs Oğlak sabit kıranı keza; netlik,sınırların keskin olması, yeni yapı oluşturma, öncülük etme gibi özellikleri Gad Aslan, Ay Aslan, Merkür’ün Toliman hattında farklı bakış açısı geliştirme, insan topluluklarına hitap eden açılımlar ile Kad Kova’yı çalıştırmış, hayatındaki iniş çıkışlar, yıkım getirici etkiler Pluto Scheat ile gelmiş fakat sabitkıranlarla seçilmiş kişi oldupu için hayat planı tam olarak kendisini göstermiş. Madame Bovary’yi yazması  1856 yılındaki tutulmalar tetiklemiştir; tutulmalar hayatımızdaki majör etkileri verir; sabitkıranların tetiklenmesi ile nesiller boyu adını yaşatacak romana imza atmış ve Realizm akımının öncüsü haline gelmiştir.

Devrim Dayıoğlu

Alıntı bilgi: wikipedi

 

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski , Çocukluğunu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçiren Dostoyevski, annesinin ölümünden sonra Sankt-Peterburg'daki Mühendis Okulu'na girdi. Babasının ölüm haberini de burada aldı. Okulu başarıyla bitirdikten sonra istihkâm bölüğüne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı.[1] Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski, ilk kitabı İnsancıklar'ı 1846 yılında yayımladı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı.

Dostoyevski 11 Kasım 1821 doğumlu, 18 derece Akrep Güneşi o tarihte Zuben Elscemali etkisinde, haritasında asıl mevzu durağan pozisyondan yeni çıkmış, Akrebin kalbi Antaresli Merkür’ünde; Antaers o tarihte 7 derecede; onu hem var eden hem de sonunu getiren Merkür Antares. 8 ve 12. ev gibi karmik , kadersel evlerinin yoğun çalıştığı Dostoyevski aynı zamanda bir sabitkıranlı.Koçta retrolu sabit kıranlar, Merkür’ün pozisyonu itibariyle irregular harita prensibinde asimetrik risk veren haritasında koruma melek Mikail’den geliyor; Hanuman Aldebaran kavuşumu Ay’ını korumaya alıp en zor durumların içinde ışığı görmesine destek atmış, ve kaçınılmaz gerçek Antares ölümünü hazırlayan koşulları getirmiş.

Hayatındaki ünlü 27’ler haritasında bu göstergerlerini tetiklemesi ile çalışmış.

Dostoyevski, 27 Kasım 1849’da, devlet aleyhine komplo kurduğu iddiasıyla ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak, idam mangasının önünde son anda affedildi ve Sibirya’ya sürgüne gönderildi. Gökyüzünde 4 derece Marfikli Güneş, 1 derece Acrablı Şiron Neptün Balık’tan kare alırken Satürnyen döngüdeki Dostoyevski’nin gökyüzündeki Satürn Şiron’unu tetikliyormuş. Elbette 12 ve 8. Evler aktivasyonu eşliğinde; yönetimi ölüm kararından döndüren ise gökyüzündeki Ay’ın Jüpiter  kavuşumu, düğümlere olumlu etkisi; oldukça kadersel, karmanın dengelendiğini gösteren bu hatlarda sistem ağır görevleri olan, dünyaya iz bırakacak Dostoyevski’yi ipten almış. Jüpiter Ay kavuşumları en güçlü korumayı verir.

27 Kasım 1866’da, ilk eşi Maria Dmitriyevna’nın ölümünden sonra evlenmeyi düşündüğü Apollinaria Suslova ile ayrıldı. Suslova, Dostoyevski’ye ihanet etmiş ve başka bir erkekle evlenmeye karar vermişti. Gökyüzünde yine Dostoyevski’nin Antaresli Merkür’ünün Güneş, lilith ile 8. ev ile sınaması sahnede; Güneş’inin üzerinde ise Satürn Akrep Zuben etkisi ile ilişkilerde sancılı süreçleri vermiş. Buna ek olarak yine 12. Evini tetikleyen, Pluto Scheat’a ,Galaktikte Venüs Merkür karesi aldatılma, ilişkiden acı çekme, çaresizce vazgeçişi vermiş.

Budala romanında, Prens Myshkin’in St. Petersburg’a geldiği gün Kasım ayının 27’sidir. 9 Şubat 1881’de hayatını kaybetti. Ölüm sebebi, akciğer kanamasıydı. Cenazesi, St. Petersburg’da büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı. Ve son sahne ve elbette gökyüzünde Antaresli  Güneş tutulması  ile hazırlanmış, ilk tetik 2 Aralık 1880’de Güneş tutulması ile olmuş ki haritasında dikkat çeken Pluto’nun 27 derecesi( Scheat derecesi ) , ölüm fermanını hazırlayan ilk gökyüzü tetiğinde de Güneş’ini bir hayli yormuş olan Algol karşısında Merkür Akrep retrosu olmuş; 16 Aralık 1880’de yine Antaresli Mars Merkür kavuşumlu Ay tutulması ile dönüşü olmayan yola girilmiş.

Hayatındaki 27 sayısı oldukça önem taşıyan onun yaratıcılığına , derinliğine hizmet ettiği kadar ölümünü de hazırlayan bir rakam, bir güneş tutulması ile gelip bir ay tutulması ile ayrıldığımız dünya hayatında  her hayatın yeri ayrı, biricik ve belli bir kod yazılım ile oluşmakta; doğduğumuz an ve öleceğimiz an baştan beri seçilmiş; bağlantılı 27 sayısı Algol derecesini verir; onun döneminde Scheat hattını çalıştırıyor olması; başı Kratos tarafından kesilen Medusa’ya , annesine döktüğü gözyaşlarıdır Pegasus’un; tıpkı eşsiz eserler bırakmış olan Dostoyesvski’nin hayatı gibi…

 

 

VENÜS ASLAN SÜRECİ

Her şeyden önce Afrodit bir Venüs söz konusu, Aslan enerjisi ile birlikte tutkusu ve talepkarlığı yüksek, yalnızca isteklerin olmasıyla ilgilenen zaman zaman da bunun için eziciliğini, tahakkümünü sergilemekten kaçınmayacak bir Venüs var karşımızda, bu Venüs Aslan’ın hiç şakası yok. Başlangıç itibariyle yaptığı açılar, yol boyunca Mars, Pallas, Lilith eşlikçileri, Duphe , Regulus gibi alfaları ziyaret edecek olan Aslan’ın olumsuz etkili Own Worst Enemy gibi yıldızlarını da tetikleyecek, Uranüsyen efekti dahil ederek ,22Temmuz-4 Eylül arasındaki retro hareketinde de mum dikecek olan bir Venüs Aslan yolculuğu var. Ülkenin para kaynaklarını tarayacak olması ise işimizi daha zorlaştıracağını gösterir.

Başlangıç enerjisi, an kalitesi her zaman önemlidir, belirleyicidir; para, iş ortaklıklarında yol ayrımlarını, sert ekonomi politikalarını, dengesiz, manipülatif, zengini daha zenginleştirecek piyasa koşullarını verir. Temmuz ayında 22’sine kadar geri çekilme hareketi yapar, sonrasında yükselmeye başlar, özellikle altın ve artış devamlılığı gösterir. Temmuz ve Ağustos ayları küresel olarak a sıcak aylar, birçok olaya gebe olabilir. Takıntılı, ayarsız yüksek tutku, her şey bana mantığında, ben merkezci, kibirli yaklaşımlar özellikle ilişkilerde artar. Yaz sonunda patlayan yaz aşkları, can yakan ilişki krizleri ile kışa depresif bir başlangıç yapacak kişi sayısı fazla olacaktır. Ekonomik nedenler ve aşırı taleplerden dolayı masadan dönen nikahlar, biten ilişkiler de mümkün. Evlilik dışı hamilelikler bu noktada en can acıtanı olur dikkat. Ülkemizdeki mültecilerin tacizci yaklaşımları artar, kadınlar kendini korumak durumunda.

9 Ekim’e kadar devam edecek olan Venüs transitinde Temmuz ve Ağustos aylarına dikkat etmeli. Seçim sonrası görünen tablonun geçiciliği, belirleyici değişim sürecinin devam ettiği, alt metninde yapılan düzenlemelerin bir tür temizlik olduğunu, son ve ciddi hamlenin muktedirler tarafından eğitim noktasından geleceğini akılda tutmak gerekir.

Sabit burçlar direkt etkide, ateş grupları gücü dengeleyebilirse ve harita vaadine göre hayatlarında olumlu ve iz bırakan değişimler yaşayabilir. Toprak ve su grupları beklenmeyen etkilerle uğraşır.

Bu tarz yüklü gelen bir enerjiyi haritalarda yönetmek zordur, kendini tanıma yolcusu olan, en çok emeği kendine verenler, hayatının belli bir yaş döngüsünde olup, yaşadıklarını içselleştirmiş olanlar, dürtü ve duyguyu mantıkla dengeleyebilecek olanlar içinse yüksek bantta, ciddi fırsatları veren, önemli ve kalıcı adımlar atmak için uygun bir transit ve elbette bu azınlık …

Kalp rahatsızlıklarında artış olur.

Kolaylık bizimle olsun

Devrim Dayıoğlu

Sayfa 1 / 19
 

Bize Ulaşın!

E-Mail: mail@devrimdayioglu.com

 

Mail Grubumuza Üye Olun

Devrim Dayıoğlu en son haberleri için üye olmanız yeterli.